Kosmos 482’nin Gergin Bekleyişi Sona Erdi: Uzay Aracı Hint Okyanusu’na Düştü
1972 yılında Sovyetler Birliği tarafından Venüs’e gönderilmek üzere fırlatılan ancak görevini tamamlayamayıp Dünya yörüngesinde kalan Kosmos 482 uzay aracının akıbeti, son günlerde dünya kamuoyunun gündemindeydi. Yaklaşık yarım yüzyıldır yörüngede kalan araç, nihayet 11 Mayıs 2025 sabah saatlerinde Dünya atmosferine giriş yaptı.
Türkiye’yi de Endişelendiren Süreç
Kosmos 482’nin atmosfere giriş tarihi yaklaştıkça, dünya genelinde birçok ülke gibi Türkiye’de de olası çarpma senaryoları tedirginlikle takip edildi. 500 kilogramlık yapısıyla, atmosfere girerken tamamen yanmayacağı tahmin edilen uzay aracının çarpacağı bölgede ciddi zararlar oluşturabileceği öngörülüyordu. Olası düşme alanları arasında Türkiye’nin de yer alması, kamuoyunda dikkat çekici bir hassasiyet yarattı.
Uzay Aracı Nereye Düştü?
Beklenen çarpışma gerçekleşti ancak korkulan olmadı. Kosmos 482, 11 Mayıs 2025 sabahı Hint Okyanusu’na, Andaman Adaları’nın yaklaşık 560 kilometre açıklarına düştü. Yapılan ilk analizlere göre, aracın büyük ölçüde tek parça halinde yeryüzüne çarptığı tahmin ediliyor.
Araştırmalar Başlıyor
Yetkililer, düşüş noktasının kesin olarak belirlenmesi ve enkazın durumu hakkında bilgi edinmek amacıyla keşif ekiplerinin bölgeye sevk edildiğini duyurdu. Bu araştırmalar, hem düşen parçaların güvenlik riski oluşturup oluşturmadığını değerlendirmek hem de Sovyet dönemine ait bu teknolojik kalıntının bilimsel açıdan incelenmesi için önem taşıyor.
Kosmos 482 Nedir?
Kosmos 482, Sovyetler Birliği’nin 1970’li yıllarda yürüttüğü Venüs keşif programının bir parçası olarak geliştirilmişti. Ancak fırlatma aşamasında yaşanan teknik bir arıza sebebiyle araç, Venüs’e ulaşamadan Dünya yörüngesine hapsolmuştu. Aradan geçen 50 yılı aşkın sürede yörüngede kalan bu araç, zamanla yavaşlayarak gezegenimizin çekim gücüne kapıldı.
📌 Sonuç
Kosmos 482’nin dünyaya düşüşü, geçmişten gelen bir teknolojinin modern çağda nasıl bir etki yaratabileceğini göstermesi açısından önemli bir örnek oldu. Özellikle atmosfere girişte tamamen yanmaması, gelecekte benzer olayların daha ciddi güvenlik önlemleriyle takip edilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.